REHİN VE TAKIP HUKUKU
Rehin, ayni bir teminattır.
Taşınmaz rehni TMK m.850, taşınır rehni ise TMK m.939
ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Türk Medeni Kanunu’nda yabancı para cinsinden
ipotek tesisi kabul edilmiştir (TMK m.851/2). Rehinli alacağın takip edilmesi maddi hukuk ve
takip hukukundan kaynaklanan birtakım özellikler göstermektedir.
Taşınmaz rehni TMK m.850, taşınır rehni ise TMK m.939
ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Türk Medeni Kanunu’nda yabancı para cinsinden
ipotek tesisi kabul edilmiştir (TMK m.851/2). Rehinli alacağın takip edilmesi maddi hukuk ve
takip hukukundan kaynaklanan birtakım özellikler göstermektedir.
Önce Rehne Müracaat Kuralı
Borçlu iflasa tabi şahıslardan olsa dahi, alacak, İİK m.45 uyarınca borçluya veya üçüncü
kişiye ait taşınır ya da taşınmaz bir mal üzerinde rehin hakkı tesis edilerek teminat altına
alınmış ise alacaklı önce rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takibe geçerek alacağın tahsili
yoluna başvurmalıdır. İcra müdürü de alacaklının önce rehne müracaat kuralını bertaraf eden
talebini reddetmelidir; aksi takdirde yapmış olduğu işlem süresiz şikâyet konusu olacaktır.
Önce rehne müracaat kuralı yalnız icra takipleri bakımından geçerlidir; dava açılmasına engel
değildir. Önce rehne müracaat kuralının istisnalarını vardır:
1. Alacağın kambiyo senedine bağlı olması halinde, alacaklı rehnin paraya çevrilmesi yoluna
başvurmaksızın kambiyo senedine müstenit takip, iflas ya da adi haciz yolu ile takibe
başvurabilecektir.
2. İpotekle temin edilmiş faiz ve senelik taksit alacaklarında paraya çevrilmesi yolu ile takip
yapmadan haciz ya da iflas yollarına müracaat edilebilecektir.
3. 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 38/A maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen
konut finansmanından kaynaklanan rehinle temin edilmiş alacaklar ile Toplu Konut İdaresi
Başkanlığının rehinle temin edilmiş alacaklarının takibinde, alacaklı, rehnin paraya çevrilmesi
yoluyla takip yapılabilir veya haciz yoluna başvurabilir.
4. Gemi üzerinde akdi veya kanuni bir rehin hakkı bulunsa bile, alacaklı iflas yoluyla takip
yapabilir. Gemi üzerinde kanuni rehin hakkına sahip olan alacaklı, (rehin hakkından feragat
ederek) genel haciz yoluyla veya kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip yapabilir.
5. Alacaklı, rehin hakkından feragat etmek suretiyle rehni düşürür ve haciz veya iflas yolu ile
takipte bulunabilir.
6. Taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluyla takipte borçlunun sadece rehin hakkına itiraz
etmesi halinde alacaklı rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takipten vazgeçerek takibin haciz
yolu ile devamını isteyebilir.
7. Alacaklı rehnin paraya çevrilmesi yolu ile yaptığı takipten alacağını karşılayacak miktarı elde
edememişse alacağının geri kalan kısmını elde edebilmek için haciz ya da iflas yolu ile takibe
başvurabilir.
REHNIN PARAYA ÇEVRILMESI YOLU İLE TAKIP NEDIR?
Alacaklarını rehin ile garanti altına alan kişilerin başvuracağı bir takip çeşididir.
Rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip, bir ilamsız takip türüdür. Çünkü bu takip yolunda
rehin alacaklısının takip yapabilmesi için elinde mahkeme ilamı ya da kanunlarda ilam niteliğinde sayılan belgelerden bulunmasına gerek yoktur. Rehin alacaklısı, alacağının tahsili
için öncelikle rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapmalıdır. Kural olarak doğrudan ilamlı
ya da ilamsız haciz yoluna başvuramaz. Rehin alacaklısının doğrudan ilamlı ya da ilamsız
haciz yoluna başvurması durumunda bu isteği icra dairesi tarafından re'sen reddedilecektir.
Rehin alacaklısının doğrudan haciz (ilamlı ya da ilamsız) yapabileceği istisnai
durumlar vardır. Söz konusu istisnai durumlar İcra ve İflas Kanunu'nun 45. maddesinde
düzenlenmiştir.
Madde 45 – Rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile
alacaklı yalnız rehinin paraya çevrilmesi yoliyle takip yapabilir. Ancak rehinin tutarı borcu
ödemeğe yetmezse alacaklı kalan alacağını iflas veya haciz yoliyle takip edebilir.
2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 38/A maddesinin birinci fıkrasında tanımlanan
konut finansmanından kaynaklanan rehinle temin edilmiş alacaklar ile Toplu Konut İdaresi
Başkanlığının rehinle temin edilmiş alacaklarının takibinde, rehnin paraya çevrilmesi yoluyla
takip yapılabilir veya haciz yoluna başvurulabilir.
Police ve emre muharrer senetlerle çekler hakkındaki 167 nci madde hükmü mahfuzdur.
İpotekle temin edilmiş faiz ve senelik taksit alacaklarında, alacaklının intihabına ve
borçlunun sıfatına göre, rehinin paraya çevrilmesi veya haciz yahut iflas yollarına müracaat
olunabilir.
Alacağı kambiyo senedine bağlı olan alacaklı, alacağı rehinle temin edilmiş olsa bile
kambiyo senetlerine özgü icra takibi yoluna başvurabilmektedir.
Rehin alacaklısının, rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapma zorunluluğu,
alacağın rehin ile garanti altına alınmasının yanında alacak için ayrıca müteselsil kefil var ise
doğrudan haciz yoluna başvurulabilmektedir.
Rehnin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibinde, haciz safhası yoktur. Rehnedilen mal;
icra dairesi tarafından satılır ve satış bedeli alacaklıya ödenir. Rehinli malın satışından elde
edilen bedel alacağı karşılamaya yetmez ise alacaklı kalan bedel için ilamlı ya da ilamsız icra
takibi yoluna başvurma hakkına sahiptir.
Rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takipte alacaklı takip talebinde bulunur. Borçluya
ödeme emri / icra emri gönderilir ve takip kesinleştirilir. Sonrasında rehinli mal paraya
çevrilir (satışı yapılır). Rehin alacaklısı; ödeme emrinin ya da icra emrinin tebliğinden itibaren
rehnedilen malın vasfına göre belirli sürelerde rehnin satışını istemek zorundadır. Rehnin
taşınır olması durumunda 6 ay içerisinde, taşınmaz rehninde 1 yıl içerisinde satış talebinde
bulunmak zorundadır. Alacaklı süresi içerisinde satış talebinde bulunmadığında yapmış
olduğu rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip düşer.
REHNİN PARAYA ÇEVRİLMESİ YOLU İLE İLAMLI İCRA TAKİBİ
Taşınır rehinlerinde İİK’nın 150/h bendi gereği alacak veya rehin hakkı bir ilamda
veya İİK’nın 38’inci maddesi kapsamında ilam niteliğinde bir belgede tespit edilmiş ise, rehin
alacaklısı rehnin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip yapabilir. Rehin alacaklısının takip
talebini alan icra müdürü, borçluya ve varsa rehin maliki üçüncü kişiye yedi günlük bir örnek
44 nolu icra emri gönderir. Bu icra emri ile borçluya, yedi gün içinde borcu ödemez ve icranın
geri bırakılmasına ilişkin bir karar getirmezse rehnin satılacağı ihtar edilir. İİK’nın 150/e
bendi kapsamında icra emrini alan borçlu, yedi gün içinde borcu ödemez ya da icranın geri
bırakılması kararı getirmezse alacaklı rehinli taşınırın satışını isteyebilir.
Taşınmaz rehninin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibi ise üç şekilde olabilir.
Bunlardan ilki alacak veya ipotek hakkının veya her ikisinin bir ilamda veya ilam niteliğinde
bir belgede tespit edilmiş olması halidir. İkinci hali ipotek akit tablosunun kayıtsız şartsız bir
para borcu ikrarını içermesi halinde ilamlı takip yöntemidir. Üçüncüsü ise noterden
gönderilen hesap özeti, tazmin talebi veya ihtarı ibraz ederek ipoteğin paraya çevrilmesi yolu
ile ilamlı ipotek takibidir.
1.Alacak Veya İpotek Hakkının Veya Her İkisinin Bir İlamda Veya İlam Niteliğinde Bir
Belgede Tespit Edilmiş Olması
Bu ilamlı takip yöntemlerinden ilki olan alacak veya ipotek hakkının veya her ikisinin
bir ilamda veya ilam niteliğinde bir belgede tespit edilmiş olması halinde İİK’nın ilamlara
ilişkin 38’inci maddesi uyarınca ipotek alacaklısı ilamlı takip yapabilir. Nitekim İİK’nın
“Alacağın veya Rehnin İlamla Tesbit Edilmiş Olması” başlıklı 150/h bendinde alacağın veya
rehin hakkının yahut her ikisinin bir ilamda veya ilam mahiyetini haiz belgelerde tesbit
edilmiş olması halinde, ilamların icrasına dair hükümlerin kıyasen uygulanacağı hükme
bağlanmıştır. Yargıtay konuya ilişkin bir kararında İİK’nın 150/h bendi doğrultusunda
gayrimenkul rehnine dayalı takipler için uygulanabilecek İİK’nın 150/ı maddesine dayanarak
taşınır rehni için ilamlı takip başlatılamayacağını belirtmiştir.
Alacaklı bu takip yönteminde herhangi bir icra dairesine takip talebini sunabilir.
Nitekim İİK’nın 34’üncü maddesinde İlâmların icrasının her icra dairesinden talep
olunabileceği, alacaklı ikametgâhını değiştirirse bile takibin yeni ikametgâhı icra dairesine
havalesini isteyebileceği hükme bağlanmıştır.
İpotek alacaklısının ilamlı takip talebini alan icra müdürü, borçluya ve varsa rehin
maliki üçüncü kişiye İİK’nın 32’nci maddesine göre yedi günlük bir örnek 44 nolu icra emri
gönderir. Bu icra emri ile borçluya, yedi gün içinde borcu ödemez ve İİK’nın 33 ve 36’ncı
maddeleri kapsamında icranın geri bırakılmasına ilişkin bir karar getirmezse ipotekli
taşınmazın satılacağı ihtar edilir [5] . İİK’nın 150/e bendi kapsamında icra emrini alan borçlu,
yedi gün içinde borcu ödemez ya da icranın geri bırakılması kararı getirmezse alacaklı rehinli
taşınırın satışını isteyebilir. Yargıtay, alacağın veya ipotek hakkının veya her ikisinin bir
ilamla tespit edilmiş olması halinde, borçluya İİK’nın 149’uncu maddesi kapsamında otuz
günlük (örnek 6) icra emri gönderilmesi gerektiği kanısındadır.
2.İpotek Akit Tablosunun Kayıtsız Şartsız Bir Para Borcu İkrarını İçermesi Halinde
İlamlı Takip
İpotek akit tablosunun kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını içermesi hali için İİK’nın
149 ve 149/a bendinde özel bir ilamlı icra yolu düzenlenmiştir. İİK’nın 149’uncu maddesinde
ibraz edilen akit tablosunun kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva ettiği ve alacağın
muaccel olduğu durumlarda icra müdürünün borçluya ve taşınmaz üçüncü şahıs tarafından
rehnedilmiş veya taşınmazın mülkiyeti üçüncü şahsa geçmişse ayrıca bunlara birer icra emri
göndereceği düzenlenmiştir. Bu maddeye göre borçluya ve ipotekli taşınmaz malikine icra
emri gönderilebilmesi için ipoteğin kesin borç ipoteği yani karz ipoteği olması ve alacağın
muaccel olması gerekir. Borçlunun bu koşullar oluşmadığı takdirde icra emri
gönderilemeyeceğine ilişkin şikayeti İİK’nın 16/1 maddesi kapsamında kaldığından 7 günlük
süreye tabidir. Yargıtay bir kararında ipoteğin kesin borç ipoteği olması halinde borçluya
İİK’nun 149’uncu maddesi gereğince icra emri gönderilebilmesi için İİK’nın 150/ı bendinde
öngörülen koşulların oluşmasına gerek olmadığını belirtmiştir.
Yargıtay konuya ilişkin başka bir kararında kayıtsız şartsız para borcu ikrarını içeren
karz ipoteğinde alacaklının İİK.m.150/1’de öngörülen hesap özetini borçluya noter aracılığı
ile gönderildiğine dair ihtarname örneğini icra müdürlüğüne ibraz etmese bile icra müdürünün
İİK.m.149 uyarınca borçluya icra emri göndermek zorunda olduğunu, nitekim karz ipoteğinin
zaten alacağın ferilerini de karşılayacak şekilde düzenlendiğini vurgulamıştır. Yine Yargıtay
İİK’nın 149/1 bendi kapsamında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibinin
Türkiye’nin her yerinde başlatılabileceği görüşündedir. Gönderilecek icra emrinde borcun
otuz gün içinde ödenmesi ve bu müddet içinde borç ödenmez ve icra mahkemesinden icranın
geri bırakılmasına dair bir karar getirilmezse, alacaklının taşınmazın satışını isteyebileceği
bildirilir. İİK’nın 148’inci maddesi gereği alacaklı buradaki takip talebine elindeki ipotek
belgesinin akit tablosunun tapu idaresince verilmiş resmi bir örneğini eklemek zorundadır.
TMK’nın 875’inci maddesi kapsamında takip ana para/kesin borç ipoteği olduğundan ipotek
alacaklısı takip talebinde ipotek alacağını yani ana parayı, gecikme faizini, takip tarihinden
itibaren faiz ve takip giderlerini isteyebilir.
Yargıtay bir kararında ipoteğin kesin borç ipoteği olması nedeniyle borçluya İİK’nın
149’uncu maddesi kapsamında icra emri çıkarılmasında bir usulsüzlük olmadığını belirtmiştir.
Yargıtay başka bir kararında da alınan mal karşılığı kurulan ipoteğin kesin ipotek niteliği
taşıyacağını, bu niteliği itibariyle ana para/karz ipoteği olmasından ötürü borçluya icra emri
çıkarılmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığını belirtmiştir. Yine Yargıtay ipoteğin
türünün belirlenmesinde sadece ipotek akit tablosundaki sözcüklere bakılmadan taraflar
arasındaki ilişkinin hukuki niteliğinin sözleşme, ihtarname vb. belgeler de incelenerek limit
veya karz ipoteği olup olmamasının belirlenmesi gerektiğini vurgulamıştır.
Yargıtay bir başka kararında ise İİK’nın 149’uncu maddesi kapsamında icra
memurunun, ipotek kayıt tablosunun kayıtsız şartsız para borcu ikrarını ihtiva edip etmediğini
ve alacağın muaccel olup olmadığını denetleme yetkisi olduğunu, ancak alacağın ipotek
kapsamında olup olmadığını denetleme yetkisinin bulunmadığını vurgulamıştır [15] . Yargıtay
konuya ilişkin bir başka kararında da icra müdürünün 149’uncu maddede yazılı haller dışında
herhangi bir takdir hakkı bulunmadığını, dolayısıyla madde metnindeki şartların sağlanması
halinde borçluya takip talebine uygun şekilde ödeme emri tebliğe çıkarması gerektiğini
belirtmiştir.
Bu takip yönteminde borçluya gönderilecek icra emrine İİK’nun 58’inci maddesinde
belirtilen kayıtlar, yani alacaklının kimliği ve adresi, borçlunun kimliği ve adresi, istenen
alacağın Türk parası ile tutarı, takip talebinde faiz istenmiş ise faiz oranı ve işlemeye başladığı
gün, ipotek akit tablosunun tarihi, hangi taşınmazın ipotek edilmiş olduğu icra emrine yazılır.
Yine ipotekli taşınmaz üçüncü kişi tarafından rehnedilmiş ya da üçüncü kişinin mülkiyetine
geçmiş ise bu üçüncü kişinin kimliği ve adresi de İİK’nın 149/1 hükmü gereği icra emrine
yazılır. Yine İİK’nın 149/2 hükmü gereği borcun otuz gün içinde ödenmesi gerektiği, otuz
gün içinde ödenmediği ve icra mahkemesinden icranın geri bırakılmasına ilişkin bir karar
getirilmediği takdirde alacaklının taşınmazın satışını isteyebileceği yazılır.
3.Noterden Gönderilen Hesap Özeti, Tazmin Talebi veya İhtarı İbraz Ederek İpoteğin
Paraya Çevrilmesi Yolu İle İlamlı Takip Yapılması (İİK.M.150/I Bendi)
İpoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibi, ancak İİK.m.150/h bendi
kapsamında alacak veya ipotek hakkının veya her ikisinin bir ilamla veya ilam niteliğindeki
belgede tespit edilmiş olması veya İİK.m.149 kapsamında ipotek akit tablosunun kayıtsız
şartsız bir para borcu ikrarını içermesi gerekir. Şayet ipotek akit tablosu kayıtsız şartsız bir
para borcu ikrarını içermiyorsa sadece İİK.m.148, 149/b ve 150/d kapsamında ipoteğin paraya
çevrilmesi yolu ile ilamsız takip yoluna başvurması gerekir. Ancak İİK’nın 150/ı bendi, bu
kurala bir istisna getirmiştir. İİK’nın 150/ı bendinin ilk cümlesi kapsamında bu madde borçlu
cari hesabı veya kısa, orta, uzun vadeli kredi şeklinde işleyen nakdî veya gayrinakdi krediler
hakkında uygulanır. Bu alacaklar dışındaki alacak türlerinde 150/ı bendi uygulanamaz.
Yargıtay da bir kararında finansal kiralama ilişkisinden doğan teminat ipoteğinden dolayı
alacaklının genel mahkemede dava açıp alacağını belirlemesinin zorunlu olduğunu, taraflar
arasında cari hesap, kısa-orta-uzun vadeli kredi şeklinde işleyen nakdî veya gayrinakdi kredi
ilişkisi bulunmadığı takdirde ipoteğin paraya çevrilmesine ilişkin ilamlı takip
yapılamayacağını belirtmiştir. Yargıtay’ın acentelik sözleşmesinden doğan alacağın teminatı
için verilen ipoteklerde ve bayilik sözleşmesinden doğan alacağın teminatı için verilen
ipoteklerde 150/ı hükmünün uygulanamayacağına dair kararları da mevcuttur.
Noterden hesap özeti, tazmin talebi veya ödeme ihtarı gönderilmesi
İİK’nın 150/ı bendi gereği borçlu cari hesap veya kısa, orta, uzun vadeli kredi şeklinde
işleyen nakdî veya gayrinakdi bir krediyi kullandıran tarafın örneğin bir bankanın ibraz ettiği
ipotek akit tablosu kayıtsız ve şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva etmese dahi, krediyi
kullandıran taraf, krediyi kullanan tarafa ait;
cari hesabın kesilmesine ilişkin hesap özetinin veya
kısa, orta, uzun vadeli kredi hesabının muaccel kılınmasına ilişkin hesap özetini veya
gayrinakdi kredinin ödenmiş olması nedeniyle tazmin talebinin veya borcun
ödenmesine ilişkin ihtarı
noter aracılığıyla krediyi kullanan tarafa (borçluya) kredi sözleşmesinde yazılı ya da ipotek
akit tablosunda belirtilen adrese gönderilmek suretiyle tebliğ edildiğini veya 68/b maddesi
gereğince tebliğ edilmiş sayıldığını gösteren noterden tasdikli bir sureti icra müdürüne ibraz
ederse ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip yapılabilir. Bu hususta İİK’nın 150/ı
bendi gayet açıktır.
Bu takip yönteminde madde metninde adı geçen hesap özeti, tazmin talebi veya
ihtarın gönderildiğini gösteren noterden tasdikli bir sureti takip talebine eklenir. Bu
takip yönteminde aynen ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız takiplerde olduğu
gibi yine üst sınır ipoteği söz konusu olduğundan alacaklı takip talebinde sadece ipotek
limiti içinde kalan alacak için talepte bulunabilir. Nitekim bu takip yöntemi, takibe konu
ipotek üst sınır/limit ipoteği olmasına rağmen İİK’nın 150/ı bendi kapsamında istisna olarak
ilamlı takip hakkı veren bir takip türüdür. Yargıtay da bir kararında takip konusu alacağın
banka tarafından verilen kredi ilişkisinden kaynaklanması halinde İİK’nın 150/ı bendi
kapsamında borçluya noter aracılığı ile ihtarname tebliğ edilmesi halinde ipotek türü teminat
ipoteği olsa da borçluya icra emri gönderilebileceğini belirtmiştir. Yargıtay başka bir
kararında teminat ipoteğine dayalı olarak alacaklı banka tarafından borçluya gönderilen
ihtarnameye itiraz edilmesinin borçluya icra emri gönderilmesine engel olmadığını
vurgulamıştır.
Yargıtay İİK’nın 150/ı bendi kapsamında başlatılan takibe ilişkin bir kararında da yeni
adresin bildirilmemiş olması halinde hesap özetinin borçlunun eski adresine bila tebliğ olsa
bile ulaştığı tarihin tebliğ tarihi sayılacağına karar vermiştir [31] . Yargıtay yine benzer yönde
bir kararında, İİK’nın 150/ı bendi göndermesiyle 68/b maddesi gereğince sözleşmede
gösterilen adresin değiştirilmesinin ancak yurtiçinde bir adresin noter kanalı ile krediyi
kullandıran tarafa bildirilmesi halinde sonuç doğuracağını, yeni adresin bu şekilde
bildirilmemesi halinde hesap özetinin sözleşmede gösterilen adrese ulaştığı tarihin tebliğ
tarihi sayılacağını belirtmiştir [32] . Yargıtay’ın borçlunun ipotek akit tablosunda belirtilen
adresine daha önce tebligat yapılmamış olsa dahi çıkarılan tebligatların tebliğ edilemeden
dönmesi halinde Tebligat Kanunu’nun 35/son maddesi uyarınca bu adrese tebligat
yapılmasında usulsüzlük olmadığına dair kararları da mevcuttur.
Yargıtay konuya ilişkin bir kararında da ipotek veren 3.kişiye hesap özetinin tebliği
zorunlu değil ise de TMK’nın 887’nci maddesi gereğince borcun 3.kişi yönünden muaccel
olması için ihtarat yapılmasının zorunlu olduğunu belirtmiştir.
Yargıtay banka tarafından yapılan takipte limit ipoteğinde limitin aşılması suretiyle
takip yapılamayacağı, buna ilişkin şikayetin süresiz olduğu görüşündedir. Yine Yargıtay,
alacaklının bayilik ilişkisinden doğan teminat ipoteğinden kaynaklanması halinde alacaklının
genel mahkemelerde dava açıp alacağını miktar olarak belirlemeden ipoteğin paraya
çevrilmesi yoluyla takip yaparak borçluya icra emri gönderemeyeceği görüşündedir.
Takip talebini alan icra müdürü, borçluya örnek 6 icra emri gönderir. İcra emrini tebliğ
alan borçlu, İİK’nın 150/ı kapsamında krediyi kullanan tarafın hesap özetine ve borcun
ödenmesine ilişkin ihtara ya da gayrinakdi kredi nedeniyle tazmin talebine, kendisine tebliğ
edildiği veya 68/b maddesi gereğince tebliğ edilmiş sayıldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde
noter aracılığıyla itiraz etmiş ise icra emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde İİK.m.16
kapsamında icra mahkemesine şikayette bulunabilir. İİK’nın 150/ı c.3 gereği borçlunun noter
marifetiyle sekiz gün içinde itiraz ettiğini ispat etmesi halinde alacaklı alacağını 68/b bendi
çerçevesinde diğer belgelerle ispat edebilirse borçlunun şikayeti reddedilir. Ancak alacaklının
alacağını ispat etmesi halinde borçlunun şikayeti hemen reddedilmez. Yani alacaklının
alacağını ispat etmesine rağmen borçlu borcun sona erdiğine veya ertelendiğini resmî veya
imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse icra mahkemesi şikayetin kabulüne ve takibin
iptaline karar verir. İİK. 150/ı c.4 gereği icra mahkemesinde yapılan inceleme sırasında,
borçlu, borcun sona erdiğine veya ertelendiğine ilişkin resmî veya imzası ikrar edilmiş bir
belge sunmadıkça takibin durdurulmasına da karar verilemez.
İcra emrini tebliğ alan borçlu, İİK’nın 150/ı kapsamında krediyi kullanan tarafın hesap
özetine ve borcun ödenmesine ilişkin ihtara ya da gayrinakdi kredi nedeniyle tazmin talebine,
kendisine tebliğ edildiği veya 68/b maddesi gereğince tebliğ edilmiş sayıldığı tarihten itibaren
sekiz gün içinde noter aracılığıyla itiraz etmez ise hesap özeti veya ihtar veya tazmin talebi
kesinleşir. Bu halde borçlu kesinleşen hesap özetine karşı İİK.m.150/ı c.2 kapsamında şikayet
yoluna başvuramaz. Borçlu bu ihtimalde ancak takip konusu borcun itfa edilmiş veya
ertelenmiş olması halinde icra mahkemesine itiraz ederek İİK.m.33’e göre icranın geri
bırakılmasını talep edebilir. Yargıtay da bir kararında İİK’nın 150/ı bendinde belirtilen yasal 8
günlük itiraz süresinde itiraz etmeyerek kesinleşen hesap özetindeki borcun miktarı
hususunda borçlunun şikayet hakkı olmadığını, borçlunun ancak borcun sona erdiğine veya
ertelendiğine ilişkin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge sunarak takibin durdurulmasını
talep edebileceğini belirtmiştir. Yargıtay başka bir kararında İİK’nın 150/ı bendinde krediyi
kullandıran taraf olarak belirtilen tarafın banka ya da finans kurumu olması gerektiği yönünde
bir kısıtlamaya yer verilmediğini belirtmiştir.
Rehin Açığı Belgesi
Satış talebinden sonra takdir edilen ve kesinleşen kıymete göre rehnin alacağı
karşılamayacağının anlaşılması halinde, alacaklının talebi üzerine kendisine açık kalan miktar
için geçici (muvakkat) bir rehin açığı belgesi verilecektir.
Muvakkat rehin açığı belgesi ile alacaklı, borçlunun diğer mallarının haczini talep
edebilmesi ve hacze iştirak kuralları dâhilinde diğer alacaklıların haczine iştirak edebilmesi
mümkündür. Alacaklı, rehnin satışı sonucunda alacağının tahsil edilemeyen kısmını,
borçlunun diğer hacizli mallarından rüçhansız olarak alacaktır.
Kesin rehin açığı belgesi, satış isteyenin alacağına derece itibari ile önceliği olan diğer
rehinli alacakların tutarından fazla bir bedelle alıcı çıkmamasından dolayı rehinli mal
satılamazsa ya da satılıp da tutarı takip olunan alacağa yetmezse, alacağının tümü ya da geri
kalan kısmı için alacaklıya İİK m. 152 uyarınca verilen belgedir. Alacaklı bu belge ile
borçluya karşı haciz ya da iflas yolu ile takip yapabilecektir; satış yapılmamışsa artırma
gününden, satış yapılması halinde satışın kesinleşmesi tarihinden itibaren bir yıl içinde haciz
yolu ile takip talebinde bulunursa borçluya yeniden icra veya ödeme emri gönderilmesine
gerek yoktur. İİK m.52/son uyarınca kesin rehin açığı belgesi borç ikrarını mutazammın senet
(İİK m.68/1) mahiyetindedir.